30 Haziran 2014 Pazartesi

NÜFUS ARTIŞ HIZI

Dünyanın iki büyük teknoloji Devi, Japonya ve Almanya nüfusu azalan Ülkeler arasında. Nüfusu azalan veya hemen hemen sabit kalan 34 Ülke listesinde Rusya da var. Türkiye'de nüfus artış hızımız binde 11 e geriledi; yine de Yıllık nüfus artışımız 850 bin civarında. "Nüfus artış hızı azalıyor" bilgisini "Nüfus azalıyor" olarak algılayan Başbakan "her kadının 3-5 çocuk doğurması" öğüdünü veriyor.

Almanya'da Nüfusun %10 kadarını oluşturan göçmenlerde yıllık nüfus artış hızı ~%1,5 olduğuna göre geri kalan Almanlarda nüfus 0,004/yıl azalıyor demektir. (0,998-0,1x1,015)/0,9=0,996) Dolayısıyla, Ortalama yaşama süresinin 80 yıl olduğu Alman toplumunda "Kadın başına çocuk sayısı" d=-0,004x80+2,05=1,7 dir. (Kadın başına çocuk sayısı 2,05 in altında olan toplumlarda nüfus azalır, 2,05 in üzerinde olan toplumlarda nüfus artar) 2013 yılındaki "Doğurganlık" 1,4 olarak belirlenmiş; yani 2013 yılında Almanya'daki doğum oranı (göçmenler dahil) yaklaşık 1,4/(2x78)=0,009 olmuş. Nüfus artışı -0,002 olduğuna göre Almanya'da ölüm oranı ~0,011 demektir. (Almanya'da her saat ~100 kişi ölüyor)


Ortalama yaşam süresinin 61 yıl olduğu Türkiye'de ise ölüm oranı ~0,005 Doğum oranı ~0,016 dır; yani Türkiye'de her saat 140 bebek doğuyor, 44 kişi ölüyor!

Her gün, çoğunluğu Afrika'dan olmak üzere 200 kadar göçmenin girdiği Türkiye'de, yaklaşık yarısı Suriyeli olmak üzere, 2 milyon civarında kaçak Göçmen var.
 

Nüfus artış hızı
 Sweden +0,002
 Portugal +0,002
 Syria +0,002
 Jordan +0,001
 Armenia +0,001
 Slovakia +0,001
 Finland +0,001
 Belgium +0,001
 Greece +0,000
 Austria +0,000
 Russia −0,000
 Lebanon −0,000
 Poland −0,001
 Bosnia and Herzegovina−0,001
 Japan −0,001
 Croatia −0,001
 Cuba −0,001
 Czech Republic −0,002
 Belarus −0,002
 Germany −0,002
 Hungary −0,002
 Slovenia −0,002
 Romania −0,003
 Lithuania −0,003
 Georgia −0,003
 South Africa −0,004
 Serbia −0,005
 Puerto Rico −0,005
 Montenegro −0,006
 Latvia −0,006
 Ukraine −0,006
 Estonia −0,007
 Bulgaria −0,008
 Moldova −0,010


***

Dünya'da Nüfus yoğunluğu

Avustralya, Kanada, Rusya, Y. Zelanda, Finlandiya, İsveç ve Norveç  Dünyanın en "ferah" yaşayan gelişkin Ülkeleridir.
(KAYNAK: D ALİ ERCAN)

27 Haziran 2014 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 99

"Doğru işlemeyen akıl, keskinmiş neye yarar; saatin iyiliği koşmasında değil, doğru gitmesindedir."

Luc de Clapiers, marquis de Vauvenargues (French: [vovnaʁɡ]; 6 August 1715 – 28 May 1747) was a minor French writer, a moralist. He died at age 31, in broken health, having published the year prior—anonymously—a collection of essays and aphorisms with the encouragement of Voltaire, his friend. He first received public notice under his own name in 1797, and from 1857 on, his aphorisms became popular. In the history of French literature, his significance lies chiefly in his friendship with Voltaire (20 years his senior).

24 Haziran 2014 Salı

100 EŞYA İLE YAŞAM


Amerika’nın son alışveriş trendi: Alışveriş yapmamak!
Hatta eldeki mallardan da kurtulup, hayatı sadeleştirmek! Kriz sonrası,çalışanlar, gelirlerinin daha büyük bir bölümünü harcamayıp biriktirmeye başlayınca,  ABD’li üreticilerin etekleri tutuşmuş! Şu ara yapılan çoğu tüketici araştırmaları “Bu adamlar ne satın alırlarsa mutlu olurlar?” la ilgili. 100 eşya ile yaşam “The 100 Thing Challenge “  tüm Amerika’da büyük ilgi görmeye ve yaşam şekillerini değiştirmeye başladı.
Ortaya çıkmış ki bir servis almak, mal almaktan daha faydalı insan doğasına. Yani bir ayakkabı yerine kutu oyunu, pahalı bir çanta yerine spor salonu üyeliği, araba yerine seyahat, ruj yerine sinema bileti, insanları daha mutlu ediyor! Bir tecrübe satın almak, kişiye daha yoğun ve uzun süreli bir tatmin sağlıyor. Üstelik ‘Mal edinmenin mutluluk getirmediğini öğrenen ‘dünyanın en çok satın alan halkı’, kocaman otomobillerini, dört oda bir salon evlerini, 48 parçalık yemek takımlarını, doğrayan parçalayan karıştıran onlarca mutfak aletlerini satıp, ayrı bir oda haline gelmiş gardıroplar dolusu giysilerini fakirlere bağışlayıp hayatlarını sadeleştiriyor. Bazı aileler 40 metrekare bir evde, dört tabak, dört bardakla ve işe bisikletle gidip gelerek yaşamanın onları hiç olmadıkları kadar mesut ettiğini iddia ediyor. Bu esnada biriktirdikleri parayı yoga derslerine ve tatillere harcıyorlar.
YÜZ EŞYAYLA YAŞAMAYA DAVET!

Bir internet sitesi, tüketicileri sadece ve sadece 100 adet kişisel eşyayla yaşamaya davet ediyor! Yani kıyafet, kozmetik, ayakkabı, kitap, kalem, her şey toplam 100 parça edecek. Sitenin çağrısı büyük ilgi görüyor ve internet kullanıcılarından hatırı sayılır sayıda bir grup, kişisel eşyalarını hayır derneklerine bağışlayıp hayatlarındaki kalabalıktan kurtuluyor.
Hikâye, psikologlara göre şu: İnsanlar, iyi ya da berbat, yaşamlarındaki tüm değişikliklere çabucak alışıyor ve doğalarında var olan sabit mutluluk seviyesine bir an önce ulaşmaya çalışıyorlar.


Ebeveynlerinden birini kaybeden bir insanın bir süre sonra eski mutluluk ve neşesine kavuşması da bu yüzden, yalı alanın birkaç yıl sonra yalıda oturmayı kanıksayıp eskisi kadar ‘mutsuz ‘ olması da! Yani para mutluluk getirmiyor denemez ama parayla satın alınan mallar mutluluk getirmiyor! Şan dersleri, seyahatler, piknikler, tiyatro oyunları filansa başka! Farklı tecrübeler hayatı zenginleştirip memnuniyeti yükseltiyor! Los Angeles’lı filmci Roko Belic dünyayı dolaşıp *Happy *(*Mutlu*) isimli bir belgesel üzerinde çalışıyor.
New York Times gazetesinin haberine göre San Fransisco’nun kalburüstü semtlerinden birindeki evini bırakıp, hayatını tamamen değiştirip, Malibu plajında bir karavana taşınmış! Haftada üç dört gün sörf yapabildiği için şu anda ufacık karavanda çok daha mutlu bir hayat yaşadığını anlatmış.

20 Haziran 2014 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 98

“En çirkin yalan, çocuğa ve halka söylenen yalandır. Çünkü her ikisi de kolay kanar” 
Henry Peter Brougham, 1st Baron Brougham and Vaux (19 September 1778 – 7 May 1868) (pronounced Broom and Vokes) was a Britishstatesman who became Lord Chancellor of Great Britain.
As a young lawyer in Scotland Brougham helped to found the Edinburgh Review in 1802 and contributed many articles to it. He went to London, and was called to the English bar in 1808. In 1810 he entered the House of Commons as a Whig. Brougham took up the fight against the slave trade and opposed restrictions on trade with continental Europe. In 1820, he won popular renown as chief attorney to Queen Caroline, and in the next decade he became a liberal leader in the House. He not only proposed educational reforms in Parliament but also was one of the founders of the Society for the Diffusion of Useful Knowledge in 1825 and of University College London in 1828. As Lord Chancellor from 1830 to 1834 he effected many legal reforms to speed procedure and established the Central Criminal Court. In later years he spent much of his time in Cannes, which he established as a popular resort.

19 Haziran 2014 Perşembe

ÖMÜRDEN SAYILMAYAN YILLAR


Bir gün dervişin biri, bir köyün mezarlığı yanından geçerken bir şey dikkatini çekmiş. Mezarlıktaki bütün mezarların üzerindeki taşlarda

Beş yıl yaşadı”, 
“Sekiz yıl yaşadı”
gibi yazılar görmüş.Köye varmış. Köylüler dervişi köy odasında misafir etmiş. Yemek yenilip sohbet başlayınca derviş köyün ileri gelenlerine sormuş:

Merak ettim. Köye gelirken mezarlıktan geçtim. Mezarlıkta bir şey dikkatimi çekti. Bütün mezar taşlarında üç yıl yaşadı, beş yıl yaşadı, sekiz yıl yaşadı gibi ifadeyle yazıyor. Oysa bu mezarların çoğu yıllar boyu yaşamış, ihtiyarlamış ve vefat etmiş insanlara ait. Niçin böyle yazılmış, bunun nedenini çok merak ettim” demiş.

Köyün ileri gelenleri cevap vermişler:

“Biz ömrümüzü dostlarımızla, sevgiyle ve mutlulukla bir arada geçirdiğimiz zamanla değerlendiririz.Diğer zamanları ömürden saymayız!”

16 Haziran 2014 Pazartesi

ARTHUR MİLLER'DEN ÖĞRENMENİN MALİYETİ


** ÖNCEDEN ÖĞRENENLER İNDİRİMLİ FİYATTAN ÖĞRENİRLER.

** OTORİTEDEN ÖĞRENENLER ÖZGÜRLÜK BEDELİYLE ÖĞRENİRLER.

** DENEYEREK ÖĞRENENLER ETİKET FİYATINDAN ÖĞRENİRLER.

**
 YAŞAMDAN ÖĞRENENLER GECİKME ZAMMIYLA ÖĞRENİRLER.

**
 YAŞAMDAN DA ÖĞRENEMEYENLER BOŞA GEÇMİŞ YAŞAMLARIYLA ÖĞRENİRLER.!!!!


 ​Dip Not:


Derim ki: "Aklını çalıştıranlar",​ en düşük maliyetle öğrenir. Siz ne dersiniz?

6 Haziran 2014 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 97

"Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip yalnız kal!" 

Mohandas Karamçand Gandi (Gujarati: મોહનદાસ કરમચંદ ગાંધી; 2 Ekim 1869 – 30 Ocak 1948), Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri. Gerçek ve kötülüğe karşı aktif ama şiddet unsuru içermeyen direniş ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür. Bu felsefe Hindistan'ı bağımsızlığına kavuşturmuş ve dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savunucularına ilham kaynağı olmuştur. Gandi Hindistan'da ve dünyada, Tagore tarafından verilen ve yüce ruh anlamına gelen mahatma (Sanskritçe: महात्मा ) ve baba anlamına gelen bapu(Gujarati: બાપુ ) adlarıyla anılır. Hindistan'da resmî olarak Ulus'un Babası ilan edilmiştir ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır. 15 Haziran 2007'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oybirliği ile 2 Ekim gününü "Dünya Şiddete Hayır Günü" olarak ilan etmiştir

5 Haziran 2014 Perşembe

ADEM İLE HAVVA CENNETTE

Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede “Adem ve Havva Cennet Bahçesinde” tablosuna bakıyorlarmış:
Alman, 
“Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı.” demiş.
Fransız, Alman’a karşı çıkmış:
“Havva ne kadar güzel, Adem ne kadar yakışıklı. Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar.”
Türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra kararını vermiş:
Bunlar kesin Türk’tür. Üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini cennette sanıyor…