27 Eylül 2016 Salı

DENİZYILDIZI

Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden
bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder
gibi hareketler yapan birini görür.
Biraz yaklaşınca , bu kişinin sahile
vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir
adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar;
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek.
Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar;
- Kilometrelerce sahil , binlerce denizyıldızı var.
Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı
daha alır, okyanusa fırlatır.
- Onun için fark etti ama...

Bu cevap bilgeyi şaşırtmış ne söyleyeceğini bilememiş. Geriye dönmüş, yazısının başına geçmek üzere kulübesine gitmiş. Gün boyunca bir şeyler yazmaya çalışırken genç adamın görüntüsü gözünün önünden hiç gitmemiş. Aklından çıkarmaya çalışmış, ama bir türlü olmamış. Nihayet akşama doğru farketmiş ki, bu gencin davranışının özünü kavrayamamış. Cünkü bu gencin asıl yaptığının; evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni gözlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı ve fark yaratmayı seçmek olduğunu sonradan anlamış ve utanmış. O gece sıkıntı içinde yatmış. Sabah olduğunda bir şey yapması gerektiğini bilerek uyanmış. Yataktan kalkmış, giyinmiş, sahile inmiş ve o genci bulmuş. Ve bütün sabahı onunla okyanusa deniz yıldızı atarak geçirmiş.

ALINTI

5 Eylül 2016 Pazartesi

DOĞUMUN ZAMANI

… Gebelik kadında, hem kendini ve hem de hızla büyüyen dölütü besleyebilmek için inanılmaz derecede enerji gereksinimi yaratır. Primatlarda ve diğer memelilerde, yeni doğanın büyüklüğü ile anneninki arasında sağlıklı bir ilişki vardır, her bir türde yeni doğanın doğum zamanı, dölütün enerji gereksiniminin, annenin güvenli biçimde sağlayabileceği enerji miktarını aşmaya başladığı anı yansıtır…


Bruce Hood, Evcilleşmiş Beyin syf 32