28 Mart 2014 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 89

"Akıllılar istediği şeyi, akılsızlar başkalarının istediğini öğrenir."

Şeyh Sadi-i Şirazi (Farsçaسعدی شیرازی Sa'adī-e Shīrāzī; d. 1193, Şiraz - ö. 1292, Şiraz) Fars şâiri ve İslam âlimi.
İran'ın Şiraz kentinde doğmuştur. Çocukken babasını kaybedip dedesi ve amcası tarafından yetiştirilmiştir. Daha sonra Bağdat'a gidip Nizamiye Medreseleri'nde öğremini tamamlanmıştır.
30 yıl boyunca Hindistan ve Kuzey Afrika'yı dolaştıktan sonra 1256'da memleketi Şiraz'a dönerek şiirleri yazmaya başlamıştır. Günümüzdeki en çok konuşulan eseri Gülistan ve Bostan'dır. Moğol ve Haçlılarla yapılan savaşlara katılmıştır.Haçlılara esir düşmüştür. On dört defa hacca gitmiştir. Bütün şiirlerinde Sadi mahlasına rastlanmaktadır.
Günümüzde Sadi'nin kabristanı Sadi Türbesi, Şiraz'ın başlıca turistik mekânlarındandır.
21 Nisan (İran Takvimi: 1 Ordibeheşt) "Sadi Günü" olarak anılmaktadır.

26 Mart 2014 Çarşamba

KÜÇÜK SORUNLAR İÇİN FAYDALI BİLGİLER - 7

Mantarların daha lezzetli olması için pişirmeden önce üzerlerine biraz tuz ve limon suyu koyun, 5 dakika bekletin. daha sonra pişirin.

Fırında tavuk kızartacağınız zaman bir limonu ikiye bölün, yarısını tavuğun üzerine bastırarak iyice sürün. diğer yarısını ise tavuğun içerisine yerleştirin. tavuğunuz nar gibi kızaracaktır. 2 çorba kaşığı yoğurdu, sulandırılmış 1 çorba kaşığı salçayı ve birazda zeytinyağını derin bir kabın içerisinde karıştırın. fırına koymadan önce tavuğun her tarafına sürün. çok daha lezzetli olacaktır.

Hazırladığınız kekin ortasına malzeme koyacağınız zaman bıçak ile kesmenize gerek yok. dikiş ipliğini kekin etrafına gerip dikkatlice çektiğiniz zaman düzgün bir şekilde kesildiğini göreceksiniz.

Hazirladığınız kekin, fırında pişirirken çökmemesi için hamuru kalıbı ile birlikte fırına koymadan önce 20 dakika kadar dinlendirin.

Pişirdiğiniz sebzelerin renklerini kaybetmemesi için bir kesme şeker yada limon suyu koyun

24 Mart 2014 Pazartesi

EVLİLİK ÜZERİNE - 6

"Terörizm beni hiç endişelendirmez. İki yıldır evliyim."

Samuel Burl "Sam" Kinison (December 8, 1953 – April 10, 1992) was an American stand-up comedian and actor. Kinison was known for his intense, harsh andpolitically incorrect humor. A former Pentecostal preacher, he performed stand-up routines that were most often characterized by an intense style, similar to enthusiastic preachers, punctuated by his trademark scream. He died in a car accident on April 10, 1992.

21 Mart 2014 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 88

“Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı”

Eliezer Wiesel (d. 30 Eylül 1928), Nobel Barış Ödülü sahibi edebiyatçı.
Romanya'da dört çocuklu bir Yahudi ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. 19 Nisan 1944'teNaziler tarafından ailesiyle beraber Auschwitz-Birkenau toplama kampına gönderildi. Sol koluna dövmeyle A-7713 numarası işlendi. Annesi ve en küçük kardeşinin burada öldürüldüğü sanılıyor. 1944 yılının sonunda babası ile beraber Buchenwald Toplama Kampınanakledildi. Babası 28 Ocak 1945'te açlık ve hastalıktan öldü. O tarihe kadar babası ile beraber kalmayı başardı. Kamplarda çalıştırılarak geçirdiği bir yılın ardından, 11 Nisan 1945'te Buchenwald kampının Amerikan ordusu tarafından ele geçirilmesiyle, özgürlüğüne kavuştu.
Buchenwald toplama kampı, 1945. Wiesel alttan ikinci sırada soldan yedinci
Savaştan sonra bir Fransız yetimhanesine yerleştirildi ve hayatta kalmayı başaran iki kızkardeşiyle bir araya geldi. 1948'de Sorbonne Üniversitesinde felsefe öğrenimine başladı. Hayatını gazetecilik yaparak kazandı.
1952 yılında François Mauriac'la tanışana kadar, savaş sırasında yaşadıklarıyla ilgili yazmayı reddetti. Daha sonra yakın arkadaşı olan Mauriac onu yazmaya ikna etti. Bunun üzerine ilk kitabıGece'yi yazdı ve 1958 yılında yayımlattı.
Yahudi Soykırımı'ndan kurtulmuş olan Avusturyadoğumlu yazar Marion Esther Rose ile evlendi. 1972'de oğulları Shlomo Elisha doğdu.
ABD'de yaşadığı yıllarda 40'tan fazla kitap yazdı ve birçok edebi ödül aldı. 1986 yılında şiddete ve ırkçılığa karşı duruşuyla Nobel Barış Ödülü aldı.

20 Mart 2014 Perşembe

DOSTLUK ÜZERİNE

İnsanların en acizi dost edinemeyenlerdir. Bundan da acizi dostunu yitirendir.
Kusurlarınızı söyleyebilecek dostlar edinin.
Silgi kullanmadan resim yapma sanatına HAYAT denilmektedir.
Yaşadıklarım benim sınavımdı. Bana o anlarda nasıl davrandığınız da sizin sınavınızdı.
Mütevazi olan kişileri enayi yerine koymayınız. Sesini çıkartmıyorsa,bu onun kalitesindendir.
En çokta canım dediklerimiz yakar canımızı.Her şeye güler geçeriz atarız ardımıza,her yara kabuk tutar geçer de..!!!.bir canım dediğimizin açtığı yara zor iyileşir...

19 Mart 2014 Çarşamba

KÜÇÜK SORUNLAR İÇİN FAYDALI BİLGİLER - 6

Peyniri kolay rendelemek için, 15 dakika buzlukta bekletin.

Bisküvileriniz yumuşamışsa onları birkaç dakika fırınlayın.

Çekmeceleri içini boşaltmadan temizlemek istiyorsanız, elektrik süpürgesinin ucuna ince bir çorap geçirin.

Fırında tavuk kızartacağınız zaman üzerine koyduğunuz baharatlardan içine de koyun. böylece daha lezzetli olur.

Domates salçanız çok ekşi ise içerisine bir havuç rendeleyin. havuç, salçanızı tatlandıracaktır.

18 Mart 2014 Salı

ÇANAKKALE

İngiliz garson, Türk müşteriye:
-Çanakkale’de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz 
deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
-Orada ne işiniz vardı?

14 Mart 2014 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 87

"Tanrı, dolu ellere değil, temiz ellere bakar." 

Publilius Syrus, a Latin writer of maxims, flourished in the 1st century BC. He was a Syrian who was brought as a slave to Italy, but by his wit and talent he won the favour of his master, who freed and educated him. Publilius' name, due to early medieval palatalization of  between two is often presented by manuscripts (and some printed editions) in corrupt form as 'Publius'.

13 Mart 2014 Perşembe

BUGÜN DERSİMİZ EKONOMİ

İnternet aracılığı ile bilgisayarıma birkaç kez gelen bir yazı vardı.  Okumuş ve ilginç geldiği için saklamıştım.  Günü gelince kullanırım diye arşivime attığım bu yazıyı, isterseniz ekonomik bir vurgulama, isterseniz bir şaka olarak kabul ederek okumanızı öneririm.  En azından son günlerin ağır gündemine karşı, zihninizi dinlendirecek bir sakinleştirici olarak kabul ediniz.
Konu, zengin bir eş arayan ve kendisini güzel kadın olarak tanımlayan bir hanımın gazete ilanına, ekonomist bir yetkilinin verdiği yanıttan oluşuyor.
Dünyanın en büyük finans şirketlerinden J.P. Morgan'ın CEO'su James Dimon tarafından zengin koca avcısı kıza verildiği söylenen bu cevap, son günlerde Amerikalı gençler arasında sıkça paylaşılıyor. Gerçek mi değil mi bilinmez, fakat ilgini çekici yanları olduğu kesin...
Kendince güzel olan kadının bir ekonomi gazetesine mektubu (veya ilanı);

Zengin bir adamla evlenebilmek için ne yapmalıyım?

Sizinle dürüst olacağım. Bu yıl 25 yaşına giriyorum. Çok güzelim, iyi bir stilim var ve kaliteli şeyleri severim. Yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan bir adamla evlenmek istiyorum. Aç gözlü olduğumu düşünebilirsiniz fakat New York’ta yıllık geliri 1 milyon dolar olan insanlar orta sınıf sayılıyor.

Çok şey istemiyorum. Bu sitede yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan biri var mı? Hepiniz evli misiniz? Sormak istiyorum, sizin gibi zengin insanlarla evlenmek için ne yapmam gerek?

Bugüne kadar birlikte olduğum erkekler arasında en zengini yılda 250 bin dolar kazanıyordu. Central Park’ın batı yakasında, yüksek bütçeli rezidanslarda yaşamak isteyen biri için yıllık 250 bin dolar yeterli değil. Size alçak gönüllülükle soruyorum:

1) Zengin bekârlar nerede takılır (Lütfen bar, restaurant, spor salonu gibi mekânların isimlerini ve adreslerini yazın.) ?

2) Hangi yaş kategorisine odaklanmalıyım?

3) Çoğu zenginin eşleri neden ortalama güzellikte? (Bir kaç kızla tanıştım; güzel veya ilgi çekici değiller ama zengin erkeklerle evlenebiliyorlar.).

4) Kimin karınız, kimin yalnızca sevgiliniz olabileceğine nasıl karar veriyorsunuz? (Benim hedefim evlenmek.).

Bayan Güzel”


Yanıt ünlü bir ekonomistten geliyor,  hem de kısa süre sonra…

Sevgili Bayan Güzel,

Yazınızı büyük bir ilgiyle okudum. Tahmin ediyorum ki sizin gibi aynı soruları soran pek çok genç kız var. Lütfen profesyonel bir yatırımcı olarak durumunuzu analiz etmeme izin verin. Benim yıllık gelirim 500 bin doların üzerinde, sizin kıstaslarınıza uyuyor, bu sebeple okuyan kimsenin zamanını çalmadığımı ümit ediyorum.

Bir iş adamı gözünden bakarsak;  sizinle evlenmek kötü bir fikir! Cevap çok basit, lütfen açıklamama izin verin. Detayları bir kenara bırakırsak, yapmaya çalıştığınız şey “güzellik” ile “para” ikilisini takas etmek: A kişisi güzelliği sağlar, B kişisi de bunun için ödeme yapar, gayet adil. Fakat burada ölümcül bir problem var; sizin güzelliğiniz kaybolacak ama benim param iyi bir sebep olmadıkça tükenmeyecek. Aslına bakarsanız, benim gelirim yıldan yıla artabilir, ancak siz yıldan yıla güzelleşemezsiniz. Bu sebeple, ekonomik açıdan bakarsak, ben değer kazanan bir varlıkken siz değer kaybeden bir varlıksınız. Hem de sıradan bir değer kaybı değil, katlanarak artan bir değer kaybı. Eğer güzellik sizin tek varlığınızsa, değeriniz 10 yıl sonra çok daha düşük olacak.

Wall Street’te kullandığımız bir terimden yola çıkarsak, sizin için “takas pozisyonu” uygun diyebiliriz, “satın al ve bekle” değil. Sizi satın almak iyi bir fikir değil, bu sebeple kiralamayı tercih ederim. Çünkü alışveriş değeri düşen bir şeyi uzun süre elde tutmak hiç de iyi bir fikir değil. Aynı şey sizin istediğiniz evlilik için de geçerli.

Söylediklerim size zalimce geliyorsa şöyle düşünün; tüm paramı kaybetseydim, beni terk etmez miydiniz? Aynı şekilde güzelliğinizi kaybettiğinizde, benim de çıkış yolunu bulmam lazım.

Yıllık geliri 500 bin doların üstünde olan insanlar aptal değil; sizinle yalnızca çıkarız ama evlenmeyiz. Size, zengin bir adamla evlenmek fikrini unutmanızı öneririm. Bu arada, sizde yılda 500 bin dolar kazanabilirsiniz.  Bu olasılık ise, yılda 500 bin dolar kazanabilen bir aptal bulabilmek ihtimalinizden daha yüksek.

CEO J.P. Morgan”
***
Bu yazıyı ileten dostlarım, “Satın almak mı, yoksa kiralamak mı?” başlığı altında göndermişlerdi bana.  Yazıyı birkaç kez okuyunca, ünlü ekonomistlerin romantizm şoklarına karşı dirençli olabileceklerine karar verdim.  Örneğin; Sayın Meral Ataseven’in şu dizeleri onlara komik gelebilir;
“Çözmek elimde değil, gönlümü senden kadın / Benim sana bağlanan, sen beni bağlamadın / Düşse düşse dilimden, bağrıma düşse adın / Benim sana bağlanan, sen beni bağlamadın.”
                                                                                                       Erdal Akalın (11.3.2014)



12 Mart 2014 Çarşamba

KÜÇÜK SORUNLAR İÇİN FAYDALI BİLGİLER - 5

Unlarınızın böceklenmemesi için, un kavanozunun içerisine bir adet defne yaprağı koyun.

Fırında patates yapmadan önce, 10-15 dakika haşlayın ve çatal ile delin. daha kolay pişecektir.

Büyük miktarda patatesiniz var ise torbanın içerisine bir adet elma koyun. hafta boyunca filizlenmesini ve büzüşmesini önler.

Kullanılmış limon kabuklarını rendeleyip şeker ile karıştırın. kavanozun içerisinde buzdolabında uzun bir süre saklayabilirsiniz. böylece pasta yaparken elinizin altında hazır bulunur.

Kabarık bir omlet yapmak istiyorsanız, bir çorba kaşığı suyun içerisine bir çay kaşığı mısır unu karıştırın. hazırladığınız karışımı yumurtaya ilave edin. böylece kabarık bir omlet yapmış olacaksınız.

Sarımsaklarınızı her zaman elinizin altında hazır bulundurmak istiyorsanız kabuklarını soyduktan sonra bir kavanoza doldurup üzerine zeytinyağı koyarak muhafaza edebilirsiniz. ayrıca bu yağ yemeklerinize, salatalarınıza ayrı bir lezzet katacaktır.

6 Mart 2014 Perşembe

EŞEĞİ HİÇ YORMA!

Adamın biri olmaz bir iş için dilekte bulunmuş ve demiş ki;
"Yüce Allahım, Bu işim olursa Galata kulesine sırtımda eşek çıkartacağım.."
işi olmuş, adak sözünü yerine getirmek lazım.. Almış eşeği gelmiş Galata kulesine..
Bir eşeğe bakmış, bir kuleye, ama gözü yememiş..
İlerde oturan Bektaşi babasının yanına varmış;
"Baba erenler bana bir akıl ver" demiş ve anlatmış olayı.
Bektaşi babası sormuş 
"İçki içer misin?".. adam 
"Haşa ömrümde ağzıma sürmedim"..
Baba gene sormuş 
"Tütün içer misin?".. adam 
"Haşa".
.Kumar, Zamparalık,hovardalık "Haşa !.."
Ona haşa, buna haşa..
Bektaşi babası 
"Anlaşıldı evlat " demiş..
"Bak, hiç eşeği yorma, sen kendin çık yeter!.."


5 Mart 2014 Çarşamba

BİR ANI

". ..Bir gece vakit gece-yarısına doğru Alabama Otoyolunun kenarında duran bir zenci kadın gördüm. Bardaktan boşanırca yağan yağmura rağmen, bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye çalışıyordu. Geçen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60'lı yıllarda bir beyazın bir zenciye, hem de Alabama'da, yardıma kalkışması pek olağan şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Bir taksi durağına bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi, verdim.

Bir hafta sonra, kapım çalındı. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda...

'Geçen gece otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti. Kendime güvenimi yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan kocamın yatağının başucuna zamanında ulaşmayı başardım. Biraz sonra son nefesini verdi. Tanrı bana yardım eden sizi ve başkalarına karşılık beklemeksizin yardım eden herkesi kutsasın...
En İyi Dileklerimle,

Bayan Nat King Cole."

4 Mart 2014 Salı

KÜÇÜK SORUNLAR İÇİN FAYDALI BİLGİLER - 4

Yeni bir tava satın aldığınızda ilk önce içinde bir miktar sirke kaynatın. bu işlem ilerde kızartmalarınızın tavaya yapışmasını önleyecektir.

Cevizle dost olun. içindeki yağ beyin hücreleri için çok yararlıdır. kan şekerini düşürdüğü için şeker hastalarına da uzmanlar tarafından tavsiye edilir.

Duvarınıza çivi çakacağınız zaman işaretlediğiniz yerin üzerine çapraz bant yapıştırın. çiviyi öyle çakın. böylece duvarın alçısını çatlatmamış olacaksınız.

Kızartma yağını bir kaç kez kullanabilirsiniz. kullanılır durumda olup olmadığını anlamak için kızgın yağın içerisine bir dilim ekmek atın. ekmekte kara lekeler oluşmuyorsa kullanabilirsiniz.

Cevizlerin kabuklarını kolayca açabilmek için onları bir gece tuzlu suyun içerisinde bekletin. böylece içleri de dağılmayacaktır.

3 Mart 2014 Pazartesi

(İNSANLAR İÇİN) HAYVANLARDAN ALINACAK DERSLER - 1

Dişi aslan

Hayvanlar bir gün, Kim daha çok çocuk doğurabilir? diye çekişmeye başlarlar. Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar.
"Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun", diye sorarlar aslana. 
"Bir", diye yanıtlar dişi aslan. 
"Fakat ben aslan doğururum".


Dersimiz; Nitelik nicelikten önemlidir.