"Bizim
kızlarımız nasıl giyineceğini bilir, Araplardan öğrenecek değiliz... Biz
İslam'ı resmi din olarak kabul ediyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. Fakat
Müslümanlığımızı konu ederek bir yerlere gelemeyiz. Diğer Müslüman devletlere
ve İslami yaşama biçimlerine saygımız sonsuz, fakat biz Arap değiliz. Biz
göçebe ve Türki bir halkız, Araplar gibi kızlarımızı, dini, kültürel ve
toplumsal baskılarla kapatıp, bunu Müslüman devlet imajı olarak kullanamayız.
Onları çarşaflara bürüyerek, eve hapsetmek, bizim yolumuz değildir.
Tekrarlıyorum! Herkese saygımız sonsuz fakat, giyim kuşam insanların kendi
özelindedir. Biz Kazak'ız, halkımız göçebe hayatı süresince, at üzerinde
bugünlere kadar kadın-erkek ayrımı yapmadan geldi. Kadınlarımız, erlerinin
yanında veya ardında değil, aksine önünde yürürdü.
İslam öncesi dönemlerde, kadınlarımız nasıl isterlerse öyle giyinirlerdi ve toplumu rahatsız etmek gibi bir amaçları hiç olmadı. Bugün ise bir sorun olması, bizim halkımız için mümkün değil. Müslüman ve Sünni bir halk olmamız, insanların hayatlarına karışmamız için sebep değildir."
İslam öncesi dönemlerde, kadınlarımız nasıl isterlerse öyle giyinirlerdi ve toplumu rahatsız etmek gibi bir amaçları hiç olmadı. Bugün ise bir sorun olması, bizim halkımız için mümkün değil. Müslüman ve Sünni bir halk olmamız, insanların hayatlarına karışmamız için sebep değildir."