"Cihan ahlaksızlarla harap
olmaz, cihanı âlimlerin dalkavukluğu
harap eder."
Keçecizade İzzet Molla
1785'te İstanbul'da dünyaya geldi. Türk kültür hayatının henüz kesin çizgilerle Batı'ya yönelmediği bir dönemde, Türk edebiyatının dahili tekamülü sayılabilecek yeni hamleler yaptı. Bunların en önemlileri olarak; dilde sadeleşme cereyanının iddiasız, isimsiz
öncülerinden biri olması ve mesnevi geleneğindeki "tecrid" esaslı anlatımdan mimesise esasına bağlı bir anlatım tekniğine yönelmesi sayılabilir..
Hassas, fevri mizacı, nüktedan bir kişiliği olan İzzet Molla, en zor anlarında bile hayatın
komiğini yakalamasını bilir.
İzzet Molla'nın şair kişiliği yanında, uzak görüşlü, sağduyulu ve zamanındaki dünya
dengelerini çok iyi bilen bir devlet adamlığı yönü de vardır. 1876 Türk-Rus savaşından önce
kaleme aldığı ve onun Sivas'a sürgün edilmesine sebep olan -savaş karşıtı olduğunu içeren-
Layiha'sı, onun ne kadar öngörüşlü bir devlet adamı olduğunu göstermektedir.
1829'da Sivas'ta sürgünde iken ölen İzzet Molla'nın yenilik unsurları taşıması bakımından
özellikle Mihnet-Keşan adlı eseri dikkate değerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder