31 Ekim 2013 Perşembe

SABIR NEDİR?

Cüneyd-i Bağdâdî'ye: 
"Sabır nedir?" 
diye sorduklarında şu cevabı vermiş:
"- Yüzünü ekşitmeden, acıyı yudumlamaktır".

30 Ekim 2013 Çarşamba

MENEMEN TRENİ

Bir dostum gerçek diye anlattı.

Tren İzmir’den Menemen istikametinde yola çıkmış...

Yaşlı bir teyze kondüktörü çağırıp
“Yavrum Menemen’e varınca beni bildiriver, aman unutma” demiş. Kondüktör de
“Sen uyu teyzem, Menimen’i varınca ben seni bildiricem” diye garanti vermiş.
Teyze güvenip uyumuş.

Kondüktör ise olayı unutmuş. Tren Menemen’i geçmiş. Epey sonra kondüktör teyzenin ineceğini hatırlayıp makiniste koşmuş. Treni durdurmuşlar ve üzülmüşler. Gecenin bir vakti kadıncağızın Menemen’e tek başına dönmesi olacak iş değilmiş. Makinist
“Dur, ben treni geri alayım, Menemen’e geri dönelim.
Gece fark eden olmaz; soran olursa da ‘Yanlış makasa girmişiz’ diyip idare ederiz” demiş.
Ve gece karanlığında Menemen’e geri dönmüşler.

Kondüktör koşup teyzeyi uyandırmış
“Kalk teyzem, Menemen’i vardık” demiş.
Teyze uyanmış
“ ömrüne bereket yavrum” diyerek çantasını açmış, bir hap çıkarıp yutmuş.
Tekrar başını yaslamış. Kondüktör hayretler içinde, inmiyor musun diye sormuş. Teyze
“Yok yavrum, ben bugün doktora gittiydim, doktor iki tane hap verdi. Birini Basmane’de alcen dedi, ikinciyi de Menemen’e varınca alcen. Ben hapımı aldım, sağol evladım, şimdi uyuycem demiş.

Kıssadan Hisse: Karşınızdaki kişinin sözlerine ve davranışlarına bakıp onun ne düşündüğünü yüzde yüz anlamanız mümkün değildir. Ancak;önemli olan hata yapmamak değil, yapılan hatalardan ders alıp tecrübe kazanmaktır

Prof. Dr. Üstün DÖKMEN - Küçük Şeyler


28 Ekim 2013 Pazartesi

CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!

11 Kasım 1938’den bu yana başlayan geri dönüş, devrimlerden sapma giderek irtica ve ortaçağ karanlığına gömülüş biçimini almaya başladı. Sürekli budanan ve tahrip edilen cumhuriyet kazanımları artık açıkça bizi bir yıkıma doğru götürmekte.
Atatürk’ün ölümünden başlayan hem  bizzat Atatürk’ün partisi  hem de giderek tüm sağ partilerin eliyle yapılan dini sömürme ve dincilere prim verme, devrimlere düşman bir neslin yaratılmasına olanak sağladı.
Atatürk’ün, daha “Gençliğe hitabe”sinde gördüğü tehlikeyi bizler ne yazık ki göremedik, görmek istemedik. Sandık ki kurulan çağdaş düzen ilelebet yaşayacak. Ama cumhuriyetin tüm kazanımları, bugün bütün cumhuriyet kurumlarının basiretsizlik ve aymazlığı ile cumhuriyeti yıkmak isteyenlere gösterilen hoşgörü ile, cumhuriyetimizi yıkılma noktasına getirdi.
Mustafa Kemal’in “en büyük eserim” diye öğündüğü cumhuriyetimizin 90. Yılını ne yazık ki bugünkü koşullar altında kutlamak zorundayız.
Biz gençlerin uyanık bekçiliğine emanet edilen cumhuriyeti koruyamadık. Gönül, coşkulu ve heyecanlı bir kutlama yapmak isterdi. Ama geldiğimiz bu noktada hala Torosların bir yamacında  ya da Anadolu’nun bir köşesinde çoban ateşleri yandığı sürece umut olduğu inancı ile;

EN BÜYÜK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!


25 Ekim 2013 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 70

Sık sık verilen aynı öğütten sıkılma!
Çünkü bir çiviyi çakabilmek için defalarca vurmak gerekir!


Mevlana

24 Ekim 2013 Perşembe

BİR BANKA SOYGUNU

Çin'in Guangzhou kentinde bir banka soygunu. Soygunculardan biri
bankadakilere bağırır: "Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir."

Herkes sessizce yatar... Bunun adı *"
Zihin Değiştirme Kavramı"*dır.

*
Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek...*

Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada... Soyguncu bağırır: "Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!"

Bunun adı *"
Profesyonellik"*tir. *İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş!*

Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar. Daha genç olanı (MBA derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan sonra terk):
"Abi, hadi şu paraları sayalım," der. Daha yaşlı olanı der ki: "Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz."

Buna *"
Deneyim"* derler! *Günümüzde deneyim kağıt diplomalardan çok daha önemlidir.*

Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söylemiş. Şef demiş ki: "Durun hele Müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?"

Buna "*
Dalgayı yakalamak" *derler. *Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!*

*Müdür der ki: "Yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. Ne eğlenirdik!"

Buna *"
Sıkıntılardan kurtulmak"* derler. *Kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.*

Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!

Çaldıkları paranın çok daha az olduğunu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı... Tekrar tekrar saymışlar. Bakmışlar hepi topu 20 milyon! Çok kızmışlar bu işe:

"Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. Galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!"

Bu *"
Bilgi altından daha değerlidir" *demektir...

Banka Müdürü çok mutludur. Özellikle bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için.

Buna *"
Fırsatları kullanmak*" derler. *Kazanmak için risk almak gerekir.*

* *

*PEKI, GERÇEK SOYGUNCULAR KIMLER ŞIMDI?*




23 Ekim 2013 Çarşamba

KURBAN

Otuz senelik bir arkadaşımla telefonda bayramlaşıyoruz. Hayvan kesmiş yorgunluğunu anlatıyordu,
__ Yedi kişi bir danaya girdik, sen ne yaptın?
__ Biz 5 kişi bir İnsana girdik..
--- Nası ya anlamadım ?
--- 5 kişi diyorum, bir araya geldik, iki aydır çalışmayan birinin evine gittik.
2 aylık ev kirasını, birikmiş faturalarını ödedik, mutfağına ne lazımsa kolilerle indirdik. Son olarak da esas müjdeyi verdik, bayramdan sonra yeni açılan Zorlu Center'de 2000 tl maaş+sgk+yemek ücreti işe başlıyorsun.
Hadi hayırlı olsun.
--- Çok güzel yapmışsınız da Kurban yerine geçer mi ?
--- Senin et dağıttığın insanlar bu adam kadar sevindi mi ?
--- Hayır, zannetmiyorum.!
--- Öyleyse geçti..! Amaç kurban ( Allah'a yakınlaşmak, paylaşmak ) ise biz yakınlaşmak adına paylaştık, bu huzur ve vicdan rahatlığı bizim için bayram oldu.
--- Doğrusunu söylemek gerekirse kesim esnasında isyan edesim geldi, babama bir daha gelmeyeceğimi söyledim. Gelecek sene beni de aranıza alsanıza...!
--- Seve seve dostum..! Aslında herkes bu bilinçle guruplar kurup, 7 kişi bir dana yerine bir insana girse ortalık cennet çığlıklarıyla dolar. Bizler de iyi birşeyler yapmış olmanın mutluluğunu yaşarız..

(ALINTI-ÖNCE VATAN)

22 Ekim 2013 Salı

ARAÇ SAHİPLERİ DİKKAT!

Dikkat! Bu tuzağa düşmeyin.

Araç sahiplerine eşantiyon olarak verilen anahtarlık gibi ürünler içine yerleştirilmiş çipler sayesinde yapılan dolandırıcılık yöntemi yayılıyor. Almanya'nın Köln Barosu avukatlarından Oğuz Sarıkaya, dolandırıcıların her geçen gün ürettiği yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyarıda bulundu. Avukat Sarıkaya özellikle son
dönemlerde araç sahiplerine hediye olarak verilen anahtarlık türü ürünlerin içine gizlenen çip sayesinde yapılan dolandırıcılık vakalarında kendilerine gelen davalarda artış olduğunu belirterek şu uyarılarda bulundu:

İŞYERLERİ BİLMEDEN ÇETEYE ALET OLUYORLAR!
"Araba kullanan herkesi ilgilendiren bir husus var. Bu da bazı benzinlik ya da standlarda araç sürücülerine anahtarlık ya da maskot gibi bazı eşantiyonlar veriyorlar. Dağıtılması istenen bu eşantiyon ürün işyerine de  cazip geliyor ve bilmeden bu dolandırıcılık çetesinin bir parçası olabiliyorlar. Bu verilen küçük hediyenin içine
yerleştirilen çip sayesinde kötü niyetli kişiler sizi takip ediyor. Böylece sizin eve ne zaman geldiğiniz ya da evden ne zaman ayrıldığınız bu cihazla takip ediliyor ve evde olmadığınız zaman evinizi soyabiliyorlar. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak için güvenilmeyen yerlerden ya da çeşitli kişilerce verilen her bedava ürünü kullanmamak gerekiyor. Son dönemlerde bu dolandırıcılık yönteminin mağdurları çoğalmaya başladı."

21 Ekim 2013 Pazartesi

ÇOK AMA ÇOKKKK YAKINDA... MEMLEKET SİNEMALARINDA.



   Anneee... Bugün bize yeni öğretmen geldi... Ama türbanlı.
— Eh kızım bir tek sizin sınıfın öğretmeni türbansızdı şimdi tamam oldu... Peki, Sevil öğretmen ne oldu?
—Türban takmam dediği için Karsa tayin ettiler..
....
- Anneee, bugün öğretmen bana yine zayıf verdi..
- Dersini mi bilemedin?
- Bildim ama... Herkes diyor ki türban takmadığım içinmiş...
- Eh kızım alırız bir türban okula girerken takarsın...
- Tamam anne...
...
- Anneee
- Ne var kızım?
- Öğretmen bugün bana yine zayıf verdi...
- Neden kızım başında türbanın yok muydu?
- Vardı ama... Arkadaşlarım diyor ki..
- Ne diyorlar?
- Senin annen türban takmıyor da onun için zayıf aldın diyorlar...
- Eh kızım ne yapalım ben de akşamları seni almaya gelirken türban takar gelirim...
...
- Anneee...
- Ne var kızım?
- Büşra benle alay ediyor...
- Ne diyor?
- Eskiden biz okullara türbanı çıkarır girerdik şimdi siz ana - kız takıp giriyorsunuz diyor.
-Sen ona uyma kızım... Söyledikleri de yalan değil zaten...
...
- Anne
- Efendim cocuğum...
- Bugün erkekler sınıfından bir çocuk bizim sınıfın kapısından içeri baktı diye okuldan atıldı...
...
- Anneeee...
- Efendim yavrum...
- Babam neden evleniyor?
- Terfi etmek için kızım... Tek karısı olanları terfi ettirmiyorlar da...
...
Anneee..
- Ne var kızım?
- Öğretmen yine kızdı bana
- Neden kızım?
- Annen okula tek başına gelmesin, yanında erkek olmadan evden dışarı çıkmasın diyor...
- Haklı kızım, bunda sonra baban gelip alır seni...



10 Ekim 2013 Perşembe

BİLGELİK

“Bir bilge, bir göletin kıyısında oturmaktayken, susuzluktan dili dışarı sarkmış bir köpeğin devamlı olarak göletin dibine kadar gelip tam su içecekken kaçması dikkatini çeker.

Dikkatle izler olayı.
Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki kendi yansımasını görüp korkmaktadır ve bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer.

O anda bilge düşünür.
"Benim burada öğrendiğim şu oldu," der.

"Bir insanın istekleri ile arasındaki engel çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.

Ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür.

Asıl öğrendiği şey; insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur.”


9 Ekim 2013 Çarşamba

AHMET MÜSAADE ETMEZ

Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa'ya yetmişlik bir kadının otuz yaşında bir
gençle evlenmek istediğinden bahsetmişler. Paşa hemen:
- Ahmet müsaade etmez, demiş. 

Sormuşlar:
- Hangi Ahmet ?
- Karaca Ahmet.

7 Ekim 2013 Pazartesi

EN ÇOK KAÇAK ELEKTRİK KULLANAN 5 İL

EN ÇOK KAÇAK ELEKTRİK KULLANAN 5 İL
İl’in Adı
Nüfusu
( insan )
Tüketilen Elektrik
Kilovatsaat
Ödenen Bedel
TL
Kaçak Elektrik
%
MARDİN
737.852
3.139.826.081
858.491.679
% 72.66
ŞIRNAK
430.424
1.056.093.873
307.571.016
% 70.87
BATMAN
497.998
1.162.739.317
389.073.263
% 66.54
DİYARBAKIR
1.515.011
3.613.663.393
1.248.843.912
% 65.44
HAKKARİ
256.761
422.741.681
150.648.836
% 64.36
EN AZ KAÇAK ELEKTRİK KULLANAN 5 İL
İl’in Adı
Nüfusu
( insan )
Tüketilen Elektrik
Kilovatsaat
Ödenen Bedel
TL
Kaçak Elektrik
%
DENİZLİ
926.362
1.449.236.586
1.430.445.120
% 1.30
KARABÜK
218.564
564125.013
552.117.164
% 2.13
BİLECİK
202.061
964.573.925
936.657.931
% 2.89
ÇANAKKALE
477.735
1.882.711.219
1.739.207.113
% 3.25
MUĞLA
802.381
1.351.960.049
1.305.528.152
% 3.43


4 Ekim 2013 Cuma

HAFTANIN SÖZÜ - 69

Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır. Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.”

Mustafa Kemal Atatürk

3 Ekim 2013 Perşembe

KUYUYA DÜŞEN EŞEK

Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser.
Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır.
Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!

Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile.
Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.


Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz. Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.

2 Ekim 2013 Çarşamba

BİR TEMEL FIKRASI

Temel öldüğünde kendisini hayatı boyunca hayalini kurduğu konfor ve güzelliklerle dolu harika bir yerde buldu. Beyazlar içinde biri yanına yaklaştı ve şöyle dedi :
     - Her ne istersen almaya hakkın var: tüm yiyecekler, zevkler, eğlence… Hepsi emrine amade.
     Buna müthiş sevinen Temel hayatta isteyip de yapamadığı her şeyi diledi, doya doya yaşadı. Bütün bu zevklerle dolu geçen yılların sonunda beyazlar içindeki adama gidip şöyle dedi:
     - İstediğim her şeyi yaptım. Şimdi uğraşabileceğim bir iş istiyorum ki kendimi yeniden faydalı hissedebileyim.
     - Çok üzgünüm, dedi beyazlı adam. Ama sana veremeyeceğim tek şey bu. Burada hiç iş yoktur.
     - Sonsuza dek bezginlik içinde mi yaşayacağım yani? Tüm zamanımı böyle sıkıcı halde geçireceğime binlerce yıl cehennemde kalmayı yeğlerdim.
     Beyazlar içindeki adam yavaşça Temel’in kulağına eğildi ve şu sözleri fısıldadı
- Sen nerede olduğunu sanıyorsun ki?