Jean-Paul Sartre (tam adı: Jean-Paul Charles Aymard Sartre) (21 Haziran 1905, Paris - 15 Nisan 1980, Paris),
30 Ocak 2015 Cuma
29 Ocak 2015 Perşembe
TANRI ADINA ÖLDÜRMEK…
“…Fiziksel evrende ne sevgi var ne de adalet. Zalimlik de
yok. Dört yüz milyar galaksiyi ve her birindeki dört yüz milyar yıldızı kimse
yönetmiyor. Kimse her gün Güneş’i ve Ay’ı yeniden doğurmuyor, gökyüzünde
görünmez olduklarında bile. Neden ve ne için olduğunu bilmeden buraya
yerleştirilmiş olan bizler, her şeyi icat etmek zorunda kaldık. Tanrıyı da icat
ettik, ama Tanrı kafalarımızdan dışarı çıkmadı, içeride kaldı, kimi kez yaşam
etmeni olarak ama neredeyse her zaman ölüm vasıtası olarak. “İcat ettiğimiz
saban burada” diyebiliriz, “sabanı icat eden adamı icat eden Tanrı burada”
diyemeyiz. Bu tanrıyı kafalarımızdan silip atamayız, ateistler bile bunu
yapamaz. Ama en azından, bunu tartışalım. Tanrı adına öldürmek Tanrı’yı katil
yapmaktır, demek bir yere götürmüyor. Tanrı adına öldürenler için Tanrı
yalnızca bağışlayan bir hakim değil, onların kafalarının içinde önce adam
yakmalar için kötülükleri toplamış olan, şimdi de bombayı hazırlayıp koyan
güçlü Baba. Bu icadı tartışalım, bu sorunu çözelim, en azından var olduğunu
kabul edelim. Hepimiz çıldırmadan önce. Gerçi kim bilir? Belki de birbirimizi
öldürmeye son vermenin yolu budur.”
Jose Saramago, Defterler syf 69
28 Ocak 2015 Çarşamba
27 Ocak 2015 Salı
26 Ocak 2015 Pazartesi
23 Ocak 2015 Cuma
HAFTANIN SÖZÜ - 119
Christopher Marlowe (d. 26 Şubat 1564 - ö. 30 Mayıs 1593) İngiliz asıllı şair, oyun yazarı.
22 Ocak 2015 Perşembe
21 Ocak 2015 Çarşamba
20 Ocak 2015 Salı
GİZLİ EŞCİNSELLİK Mİ?
Hani geçenlerde bir ilahiyatçı profesör
http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/605000-bastirilmis-escinsellik-mi
“Dekolte giyinmiş kadınlar, erkekleri tahrik ettiklerinden, tecavüz eden kadar suçludurlar”demişti ya,
bu konuda bir bilim adamının analizi;"Kadının dekolte giyim, makyaj ve sair unsurlarla erkekleri cezbedişini doğru bulmayan ve bu cazibeyi kadının başına gelebilecek cinsel taciz ve tecavüzü makul gösterecek bir neden olarak kabul eden erkek davranışı klinik bir vakadır. Bu davranışta, kadının cezbetme gücünü şiddetli kıskanma duyguları yer almaktadır.Bu durum " latent homosexuality " denilen gizli eşcinselliğin en belirgin özelliğidir. Özellikle kapalı ve muhafazakar toplumlarda yetişen ve kendileri bizzat taciz ve tecavüze uğrayan erkeklerin ileri yaşlarda bu klinik bulguları göstererek kadınların cazibesini aşağılamaları yaygındır."Prof. H. Melton,Purdue Üniversitesi, Psikoloji Bölümü
http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/605000-bastirilmis-escinsellik-mi
19 Ocak 2015 Pazartesi
16 Ocak 2015 Cuma
15 Ocak 2015 Perşembe
14 Ocak 2015 Çarşamba
13 Ocak 2015 Salı
12 Ocak 2015 Pazartesi
7 Ocak 2015 Çarşamba
6 Ocak 2015 Salı
5 Ocak 2015 Pazartesi
İNÖNÜ ANILARI
" İsmet İnönü'nün son günlerinde, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi doktorlarından ben Dr Siber Göksel, Dr Cevat Yakut ve , Dr Övsev Dörtlemez, Dr.Halis Dörtlemez Pembe Köşk'te gün aşırı nöbetteyiz. Sondan bir iki gün önce, İnönü'nün anoksi halindeyken yaptığı konuşma ilginçtir. Odada hocamız Prof.Dr Sabih Oktay, Prof Dr Sabahat Kaymakçalan, Prof Dr Tuham Akyol, Övsev,Halis, Cevat ,ben, tabii ki Mevhibe Hanımefendi ve hatırlayamadığım birileri daha vardı. İnönü Sabih hocamızı Başbakan Nihat Erim'e benzetti. "Nihat, Amerika ile Rusya anlaştılar, Boğazlara el koyacaklar,çabuk meclisi topla, bana Başkomutanlık verilsin, memleket tehlikede".. Hepimiz donmuş kalmıştık, nefes almaktan korkuyorduk, çıt çıkmıyordu...Konuşması çok selisti, hiçbir dil sürçmesi yoktu, zamanlama hatası vardı tabii ki..Bu büyük askerin hezeyanı bile vatanın bütünlüğü, devletin bekası içindi.. Vatanın, milletin bütünlüğü onun için o kadar güçlüydü ki, adeta o kahramanın dokularına işlenmişti,,kazınmıştı, anoksi bile bunu silemiyordu, şuur altı ortaya çıkmış, haykırıyordu.."
İşte İsmet Paşa buydu..
Mevhibe hanımefendi bizlere İnönü ile birlikte, imzalı bir fotoğraf verdi
.
Prof Dr.Siber Göksel..
"Taş mektepten Türkiye'nin Kalbine" kitabından bir alıntı
2 Ocak 2015 Cuma
HAFTANIN SÖZÜ - 117
“Yalnız okumakla aydın olunmaz. Aydın, düşünmesini bilen, düşünce üretebilen
insandır”
İsmet Bozdağ, (d. 13 Mart 1916, Bursa) - (ö. 8 Mart 2013, İstanbul), araştırmacı, yakın tarih yazarı.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Gazetecilik Enstitüsü mezunu. Çalışma hayatının ilk dönemlerinde memuriyet, gazetecilik ve oyun yazarlığı yaptı. Yazmış olduğu 23 oyun, 1940-1952 yılları arasında Ankara Radyosu’nda yayınlandı. Daha sonraki dönemlerde araştırmacılığa yöneldi, bilgi birikimlerini kitaplaştırarak önemli eserler meydana getirdi.
Eserleri
|
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)