“….Bir şehrin kurulacağı yer öncelikle bir kutsal tezahürüne
bağlıdır, coğrafi elverişlilik koşulları da şehir kuruluşunda rol oynadıysa da,
ki bunlar genelde tarım için su kaynakları ya da Kudüs ya da Hattuşaş gibi büyük
kaya parçaları olabilir, bunları da kutsal tezahürü bağlamında
değerlendirebiliriz. Eğer şehir farklı amaçlarla bir yerde kurulduysa bu
seferde oraya kutsallaştıracak ve bu kutsallığın sürmesini sağlayacak riti
oluşturacak mitler yaratılmakta hatta “kurucu atalar” kurgulanmaktadır.
Bugün küresel
kapitalizmin geldiği noktada yapılan maddi ve manevi tahribat şehrin
kutsallarını unutturmakta, bunlarla ilişki kesildikçe şehir sakinleri bu
tahribata tamamen kayıtsız kalmaktadırlar. Şehrin tarihini ve doğasını merak
etmeyen, fırsat buldukça şehri gezmeyen tanımayan güruhların AVM’lerde
yaşadıkları anonim ve tekdüze yaşamın
sonucu olarak şehirler daha da yozlaşmakta ve kutsaldan yoksun taş
yığınları haline gelmektedirler.”
(Erhan Altunay
Paganizm-1 syf 33-34)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder