29 Aralık 2016 Perşembe
28 Aralık 2016 Çarşamba
26 Aralık 2016 Pazartesi
22 Aralık 2016 Perşembe
21 Aralık 2016 Çarşamba
20 Aralık 2016 Salı
19 Aralık 2016 Pazartesi
14 Aralık 2016 Çarşamba
13 Aralık 2016 Salı
9 AY SONRA...
Çocukluktan beri iki eski arkadaş olan Murat ve Şahin bir kış mevsiminde, hafta sonu kayak yapmak için
bir otele rezervasyon yaparlar ve
malzemelerini Murat'ın kamyonetine yükleyip kuzeydeki bir dağa doğru yola çıkarlar.
Araçta birkaç saat yol aldıktan sonra çok kötü bir kar fırtınasına yakalanırlar ve en yakındaki bir çiftliğe yetişip yardım istemek için kapıyı çalarlar. Kapıyı çok hoş ve güzel bir bayan açar. Durumu bayana anlatıp geceyi orada geçirip geçiremeyeceklerini sorarlar.
Bayan;
- "Hava şartlarının çok kötü olduğunun farkındayım ve bu kocaman malikane ve çiftliğe sahibim, ama çok yakın bir geçmişte eşimden boşandım ve yalnız yaşıyorum. Şayet sizi evime alırsam, komşular yanlış düşünüp dedikodular yapmaya başlarlar" deyip özür diler.
Murat;
- "Endişelenmeyin lütfen hanımefendi, biz şu evin yanındaki ahırınızı da kullanabiliriz. Ahırda da uyuyabiliriz ve hava biraz yumuşayınca sabahın çok erken saatlerinde hemen gideriz" der.
Güzel bayan razı olur ve iki arkadaş ahıra girip geceyi orada geçirebilmek için hazırlıklarını bitirip yatarlar. Sabah olduğunda hava sakinleşmiştir ve iki arkadaş yola çıkarlar. Kayak yaparak harika bir hafta sonu geçirirler.
Lakin, takriben 9 ay sonra, Murat'a bir avukattan hiç beklenmedik yazılı ve resmi bir tebligat gelir. Murat ilk başta biraz şaşırmıştır. Lakin tebligatı dikkatlice okuduktan sonra, gelen yazının, 9 ay önce arkadaşı Şahin ile birlikte kayak yapmak için hafta sonu kayak merkezine giderken tanıştıkları o güzel bayanın avukatından olduğunu anlar. Murat hemen arkadaşı Şahin'e uğrar ve;
- "Şahin, yaklaşık 9 ay önce kayak yapmaya giderken ahırında kaldığımız o varlıklı, boşanmış ve güzel bayanı hatırlıyor musun?" diye sorar.
Araçta birkaç saat yol aldıktan sonra çok kötü bir kar fırtınasına yakalanırlar ve en yakındaki bir çiftliğe yetişip yardım istemek için kapıyı çalarlar. Kapıyı çok hoş ve güzel bir bayan açar. Durumu bayana anlatıp geceyi orada geçirip geçiremeyeceklerini sorarlar.
Bayan;
- "Hava şartlarının çok kötü olduğunun farkındayım ve bu kocaman malikane ve çiftliğe sahibim, ama çok yakın bir geçmişte eşimden boşandım ve yalnız yaşıyorum. Şayet sizi evime alırsam, komşular yanlış düşünüp dedikodular yapmaya başlarlar" deyip özür diler.
Murat;
- "Endişelenmeyin lütfen hanımefendi, biz şu evin yanındaki ahırınızı da kullanabiliriz. Ahırda da uyuyabiliriz ve hava biraz yumuşayınca sabahın çok erken saatlerinde hemen gideriz" der.
Güzel bayan razı olur ve iki arkadaş ahıra girip geceyi orada geçirebilmek için hazırlıklarını bitirip yatarlar. Sabah olduğunda hava sakinleşmiştir ve iki arkadaş yola çıkarlar. Kayak yaparak harika bir hafta sonu geçirirler.
Lakin, takriben 9 ay sonra, Murat'a bir avukattan hiç beklenmedik yazılı ve resmi bir tebligat gelir. Murat ilk başta biraz şaşırmıştır. Lakin tebligatı dikkatlice okuduktan sonra, gelen yazının, 9 ay önce arkadaşı Şahin ile birlikte kayak yapmak için hafta sonu kayak merkezine giderken tanıştıkları o güzel bayanın avukatından olduğunu anlar. Murat hemen arkadaşı Şahin'e uğrar ve;
- "Şahin, yaklaşık 9 ay önce kayak yapmaya giderken ahırında kaldığımız o varlıklı, boşanmış ve güzel bayanı hatırlıyor musun?" diye sorar.
- "Evet, tabi ki hatırlıyorum"
der Şahin.
- "Pekiii, gece yarısı ahırda uyuyorken kalkıp bayanın evini ziyaret edip kendisiyle görüştün mü?" diye sorar Murat.
- "Pekiii, gece yarısı ahırda uyuyorken kalkıp bayanın evini ziyaret edip kendisiyle görüştün mü?" diye sorar Murat.
- "Iııhhh.... evet, maalesef
itiraf etmem gerekir ki yaptım" der Şahin, yakayı ele vermiş olmanın verdiği utanç ile.
Murat;
- "Pekala, bana dürüst bir cevap ver lütfen. Bayanla birlikte oldun mu" diye sorar.
Şahin artık kıpkırmızı olmuştur ve neredeyse fısıldayarak;
- "Eveett..." der. Murat;
- "Yine dürüst bir cevap istiyorum, bayana kendi adın yerine benim adımı verdin mi?" diye sorar tekrar.
Şahin'in yüzü artık bir pancar kadar kırmızı olmuştur;
- "Bak dostum, çok özür diliyorum ve korkarım ki senin adını verdim, evet" der.
Şahin titreyerek, korku ve panik içinde; "Neden sordun ki?" diye mırıldanır.
Murat yanıtını verir;
- "Çünkü kadın ölmüş ve tüm mal varlığını bana bırakmış"......
- "Pekala, bana dürüst bir cevap ver lütfen. Bayanla birlikte oldun mu" diye sorar.
Şahin artık kıpkırmızı olmuştur ve neredeyse fısıldayarak;
- "Eveett..." der. Murat;
- "Yine dürüst bir cevap istiyorum, bayana kendi adın yerine benim adımı verdin mi?" diye sorar tekrar.
Şahin'in yüzü artık bir pancar kadar kırmızı olmuştur;
- "Bak dostum, çok özür diliyorum ve korkarım ki senin adını verdim, evet" der.
Şahin titreyerek, korku ve panik içinde; "Neden sordun ki?" diye mırıldanır.
Murat yanıtını verir;
- "Çünkü kadın ölmüş ve tüm mal varlığını bana bırakmış"......
(Siz, öykünün başka türlü biteceğini bekliyordunuz, değil mi?)
11 Aralık 2016 Pazar
9 Aralık 2016 Cuma
7 Aralık 2016 Çarşamba
6 Aralık 2016 Salı
4 Aralık 2016 Pazar
1 Aralık 2016 Perşembe
30 Kasım 2016 Çarşamba
29 Kasım 2016 Salı
BEYİNSEL ETKİLEŞİM
“…Türümüz için parlak bir gelecek istiyorsak, insan
beyinlerinin birbirleriyle nasıl etkileşim kurduğunu araştırmamız, bu
etkileşimden doğan fırsatlar kadar, tehlikeleri de anlamaya çalışmamız gerekir.
Çünkü beyin devrelerimize kazınmış gerçeklerden kaçmamız mümkün değildir.
Birbirimize ihtiyacımız vardır.”
David Eagleman, “Beyin” syf 192
27 Kasım 2016 Pazar
24 Kasım 2016 Perşembe
NASIL KARAR VERİRİM?
"Bu dondurmayı yesem mi, yemesem mi? Bu e-postayı şimdi mi
yanıtlasam, sonra mı? Hangi ayakkabıları giysem? Günlerimiz; ne yapacağımız,
hangi tarafa gideceğimiz, nasıl tepki vereceğimiz, bir etkinliğe katılıp
katılmayacağımız gibi konularda verdiğimiz binlerce küçük kararın toplamından
oluşur. Karar verme üzerine geliştirilen ilk kuramlar, insanları makul bir
karara varmak için seçeneklerinin artı ve eksilerini tartabilen, rasyonel
aktörler olarak ele almıştır. Ama insanların karar verme süreciyle ilgili bilimsel
gözlemler bunu doğrulamaz. Beyin, her biri kendi hedef ve arzularına sahip ve
birbirleriyle rekabet halindeki birçok ağdan oluşmuştur. Dondurmayı mideye
indirip indirmemeye karar verirken, beynimizdeki ağlardan bir kısmı şeker
lehine, bir kısmı da mihrap kaygısıyla aleyhine çalışacak, bazı ağlar da, yarın
spor salonuna gitmeye söz vermeniz koşuluyla dondurmayı yiyebileceğinizi
söyleyecektir size. Beyniniz bu anlamda, devleti yönlendirebilmek için
birbirleriyle kıyasıya mücadele eden rakip siyasi partilerden oluşmuş bir nöral
parlementodur. Bu nedenle kararınızı kimi zaman bencilce, kimi zaman cömertçe;
kimi zaman dürtülerinizi, kimi zaman da geleceği merkeze alarak verirsiniz.
Karmaşık canlılar olmamızın neden, hepsini denetim altında tutmak istediğimiz
birçok farklı güdüden oluşmamızdır."
(David Eagleman,
Beyin, syf 117-118)
22 Kasım 2016 Salı
21 Kasım 2016 Pazartesi
17 Kasım 2016 Perşembe
15 Kasım 2016 Salı
13 Kasım 2016 Pazar
10 Kasım 2016 Perşembe
9 Kasım 2016 Çarşamba
8 Kasım 2016 Salı
7 Kasım 2016 Pazartesi
4 Kasım 2016 Cuma
2 Kasım 2016 Çarşamba
31 Ekim 2016 Pazartesi
27 Ekim 2016 Perşembe
26 Ekim 2016 Çarşamba
25 Ekim 2016 Salı
24 Ekim 2016 Pazartesi
21 Ekim 2016 Cuma
20 Ekim 2016 Perşembe
19 Ekim 2016 Çarşamba
18 Ekim 2016 Salı
17 Ekim 2016 Pazartesi
14 Ekim 2016 Cuma
13 Ekim 2016 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)