“Devlet, evet sınıflara bölünmenin ürünüdür ve hakim sınıfın
yönetme aracıdır, ama bunun kadar önemli olan, devlet aynı zamanda dirliğin ve
uygarlığın olmazsa olmazıdır. Yüzeysel ‘sol’ çevreler, devlet ile uygarlık
arasındaki ilişkiyi bir türlü anlamamışlardır. Çünkü tarihsel materyalizmin
uzağındadırlar.
Uygarlık, örgütlenmeyle kurulur, devletle kurulur. Devlet ve
ordu olmazsa, uygarlıkta olmaz. Özel mülkiyet, sınıflara ayrılma, ticaret,
para, matematik, bilim ve yazı, insanlığın gündemine devlet ve ordu ile
birlikte gelmişlerdir. Hepsi toplum olarak devlet ve uygarlıktır. Sınıfların
oluşmasıyla örgütlenen devlet, yine sınıfların oluşmasıyla kurulan uygarlığın
örgütçüsüdür.
Kuşkusuz her şey, emeğin ürünüdür. Ancak, işgücü, devlet
tarafından örgütlenmezse, uygarlık yaratamaz. Üretilen ürünler ihtiyacı karşılayamıyorsa,
başka deyişle kıtsa, örgütlenme kaçınılmaz olarak sınıfsaldır.
Uygarlığa geçiş sınıfsaldır. Oluşan hakim sınıf, mal ve can
güvenliğini, başka deyişle dirliği ve barışı sağlayarak üretimin gelişeceği
ortamı güvence altına alır."
(Doğu Perinçek, Og’dan Oğur’a syf 142)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder