“Yaşıtlarım sokak
arasında top peşinde koştururken 14 yaşında girdiğim mukaddes yuvadan 41
yaşında onurumla ve çok başarılı görev geçmişiyle 2007 yılında emekli oldum.
Göreve başlarken, gelebilecek her türlü tehdide karşı korumaya namusum ve
şerefim üzerine ant içtiğim ülkeme ve vatandaşlarıma karşı olan sorumluluğumu,
aile ve sosyal hayatımı bir kenara bırakarak büyük bir özveriyle, hiç
aksatmadan 18 yıl boyunca yerine getirdim. Dünya görüşümüz, vatan sevgimiz, 14
yaşında girdiğimiz askeri okullarda şekillenmiştir.
Burada bizlere verilen
en temel değer: ‘Vatanını, devletini, milletini, ailenden, eşinden ve
çocuklarından daha fazla seveceksin, Canından daha fazla seveceksin. Gerekirse
canını feda etmek için hiçbir şekilde tereddüt etmeyeceksin’ şeklinde oldu. Bu
temel prensiple büyüyüp yetişen bizler, yıllarca görev yaptığımız dönemde her
biri insan hayatına çok kolaylıkla mal olabilecek görevlerimizi büyük bir
şehadet sarhoşluğuyla yerine getirdik.
Bunu yaparken de çok
büyük bir gönül huzuruyla yaptık. Ben tekrar dünyaya gelsem, tekrar meslek
seçmek zorunda kalsam, yine SAT komandosu olmak isterim. Ancak SAT komandosu
olmak isteyeceğim ülke farklı olabilir. Kendine hizmet eden bir bireyine kadar
bu kadar haksızca iddiayı ve suçlamayı uygun gören bir ülkede olmak istemem. Bunu
da açıklıkla ifade ediyorum….”
-
Levent Bektaş, savunmasından-
(Ali Türkşen, Kardak’ta kahraman Hasdal’da esir, syf 333)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder