DUA’NIN GÜCÜ
Küçük kasabanın birinde bir caminin yakınında arazisi olan ateist bir adam, arazisine bir gece kulübü inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler; Ancak yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde Allah’a yalvarmak ve bu gece kulübü için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala, her nasılsa, şiddetli bir fırtınada yıldırım düşmesi sonucu gece kulübü yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler.
Gece kulübü sahibi, cami imamının ve cemaatin bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile, tazminat davası açmış. Cami imamı ve cemaat, bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler; Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. Mahkemede Yargıç bir kere daha dosyayı dikkatle inceledikten sonra taraflara dönüp:
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala, her nasılsa, şiddetli bir fırtınada yıldırım düşmesi sonucu gece kulübü yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler.
Gece kulübü sahibi, cami imamının ve cemaatin bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile, tazminat davası açmış. Cami imamı ve cemaat, bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler; Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. Mahkemede Yargıç bir kere daha dosyayı dikkatle inceledikten sonra taraflara dönüp:
“ Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum”, demiş.
“Ortada tuhaf bir durum var. Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir ateist, diğeri ise ettiği duanın gücüne kesinlikle inanmayan dindar bir imam ve cemaati...! ”
:)) Güzeldi
YanıtlaSil