“Dersim isyanı, gerici Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarının bir
devamıdır. İsyan, cumhuriyet rejimiyle feodal kalıntılar arasındaki çatışmanın
başka bir yansımasıdır. Dersim’de kanun tanımayan çağdışı bir rejim
sürmektedir. Devletin içinde başka bir devlet gibidir. Bu sebeplerle bölge,
ulusal ekonomiyle de bütünleşememektedir. Kemalist iktidar, ortaçağdan kalma bu
yapıyı ortadan kaldırmak için harekete geçmiş, bunun üzerine kendi
hükümranlıklarının son bulacağının gören gerici aşiret reisleri, bölge halkının
belirli konulardaki hoşnutsuzluklarından da faydalanarak geniş çaplı bir isyan
başlatmıştır. İsyanda, Hatay meselesinden dolayı Türkiye’yle sorun yaşayan
Fransa da rol oynamıştır.
Türk hükümetinin İstiklal Savaşı’ndan Dersim’e kadar bütün
Kürt isyanlarına karşı aldığı önlemler meşrudur ve haklıdır. Bu mücadelede
bütün ülkelerin işçi sınıfının sempatisi, kılıcını dünya emperyalist sömürüsüne
karşı çekmiş olan, ulusal devrim yolunu canla başla yeniden açmaya çalışan
Ankara Hükümeti’nden yanadır. Ankara’nın kararlı tutumu Sovyet Hükümeti ve uluslararası devrim hareketi tarafından desteklenmelidir. İsyanların bastırılması genç
cumhuriyetin feodalizme karşı zaferidir.”
(Mehmet Perinçek, Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt İsyanları
syf 19)
Bu konu toplum olarak hepimizi yakından ilgilendiriyor Mehmet Bey. Hayati bir konu... Ama ne yazık ki perde arkasını henüz tam bilemeyen o kadar çok insanımız var ki... Saygılarımla,
YanıtlaSilUmarım okurlar önce bilgi sonra fikir sahibi olurlar.
Sil