21 Ocak 2013 Pazartesi

GÜVEN

Zamanın birinde yaşlı bir adam ve dünyada tek sahip olduğu varlık olan, çok ama çok güzel bir atı varmış. Adam bir gün atıyla beraber bir yolculuğa çıkmış, yolculuk sırasında bir yerde dinlenirken yanına bir adam gelmiş ve ondan biraz ekmek ve su istemiş. Adam da bohçasında ne var ne yoksa beraber yiyebileceklerini söylemiş. Oturmuşlar beraberce yemeklerini yemişler aynı kaptan su içmişler ve aralarında güzel bir muhabbet etmişler. Yemek ve muhabbetten sonra dinlenmek için biraz uzanmışlar. Aradan zaman geçmiş, atın sahibi olan adam uyanmış bir de ne görsün, ne yemeği kalmış, ne suyu, ne de o çok sevdiği dünyalar güzeli atı var, hepsini almış gitmiş o çok güvendiği adam. Yaşlı adam hiçbir şey söylemeden biraz bakmış boşluğa ve şöyle demiş:

-Ne ekmeğimi böldüğüme yanarım, Ne suyumu böldüğüme, Ne o çok sevdiğim atımı götürdüğüne, Hani o içimdekini götürdün ya…

(alıntı-Mehmed Beşir Parlakoğlu)

1 yorum:

  1. İncil'de yazıyordu sanırım; "Her doğan çocuk tanrının insanlardan henüz ümidini kesmediğini gösterir." Öyle bir şey işte... Saygılarımla,

    YanıtlaSil