“…Bakanlar Kurulu toplantısından çıkan Ecevit, Başbakanlığın önünde bekleyen yüzü aşkın basın mensubuna kısa bir açıklama yaptı.
Saat 06.10’du.
Radyo dinleyicileri Başbakanın konuşmasını kendi sesinden saat 06.30’da dinleyebileceklerdi. Ankara Televizyonu açıklamayı canlı olarak veriyordu:
‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’a indirme ve çıkarma harekatı başlamış bulunuyor. Allah milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa büyük hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışma olmaz. Biz aslında savaş için değil, barışı getirmek için Ada’ya gidiyoruz. Bu karara ancak tüm politik ve diplomatik yolları denedikten sonra mecbur kalarak vardık…’
Yalnız kameraların sesi, fotoğraf makinelerinin çıtırtısı duyuluyordu.
‘…Bütün dost ülkelere, bu arada son zamanlarda yakın istişarelerde bulunduğumuz dost ve müttefikimiz Birleşik Amerika’ya ve İngiltere’ye meselenin müdahalesiz halledilmesi, diplomatik yollardan halledilebilmesi için gösterdikleri iyi niyetli çabalar için şükranlarımı belirtmeyi borç bilirim. Eğer bu çabalar sonuç vermediyse, elbette sorumlusu, bu iyi niyetli gayretleri gösteren devletler değildir. Tekrar bu hareketin insanlığa, milletimize ve tüm Kıbrıslılara hayırlı olmasını dilerim. Allah’ın milletimizi ve bütün insanlığı felaketlerden korumasını dilerim.”
Türkiye bayram yerine döndü. On binler evlerden fırlayıp Başbakanlığa doğru akmaya başladı.
Radyo konuşmayı saat 06.30’da verdi. Konvoydakiler önce şaşırdılar. Başbakan da harekatı önceden açıklamıştı. Fakat düşündükçe sevindiler. Demek ki harekat devam edecekti. Bu kez geri dönülmeyecekti. Yüzleri güldü.
Rum oyunu sonuna gelmişti."
(Turgut Özakman, Çılgın Türkler Kıbrıs syf 336-337)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder